Sosyal Medya Devrimi

z4pAtxGI2k-M7qnYQks-Zw               Sosyal medyanın tanımı konusunda kullanıcılar ve akademisyenler arasında ciddi bir muamma bulunmaktadır. Sosyal medya ile alakalı yapılan birçok tanım vardır, bir tanesi de, internet teknolojilerini kullanarak iletişim kurmayı, bilgi paylaşmayı veya içerik üretmeyi sağlayan bir platform olarak ifade edilmektedir. Sosyal ağ sitesi olarak nitelendirilebilecek ilk site 1997 yılında kurulmuştur. Sixdegrees.com adlı bu site kullanıcıların profil oluşturabilmesine, arkadaşlarını listelemesine ve 1998 yılından itibaren de arkadaş listesinde gezinmesine olanak sağlamıştır. İnternetin hızlanarak yaygınlaşmasının ardından myspace (2003) ve facebook (2004) gibi sosyal ağların popülaritesi artmış ve sosyal medya kavramı önem kazanmaya başlamıştır.

Diğer taraftan sosyal medya, statik, katılıma kapalı, otoritenin belirgin ve kullanıcının pasif olduğu tek yönlü kitle iletişimi olarak tanımlanan web 1.0 teknolojilerinden, dinamik, etkileşimli, otoritenin dağınık ve kullanıcının aktif olduğu çift yönlü sosyal medya iletişimi olan web 2.0 teknolojilerine geçiş olarak da tanımlanmaktadır. Web 2.0 teknolojisi, world wide web (www) sürecinin bir güncellemesi olarak tezahür etmiş ve kullanıcının içerik ürettiği, paylaştığı, başkalarının paylaşımlarını beğendiği, onlara yorum yaptığı, kısacası yönetici olarak medya sürecine aktif olarak dahil olduğu bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Web 2.0 sosyal medyanın evrimini sağlayan platform olarak tanımlanabilir. Web 2.0 her ne kadar 1999 yılında Darey DiNucci tarafından ortaya atılsa da. 2004 yılında Tim O’Reilly ve Media Live İnternational tarafından organize edilen bir konferansta gerçek anlamda popülarite kazanmıştır.

“We are social” isimli dijital pazarlama ajansının 2016 yılı için hazırladığı küresel ve lokal dijital içerikleri içeren raporuna göre, bugün dünyada 7.4 milyar insan yaşıyor. Bu nüfusun 3.42 milyar kadarı aktif olarak internet kullanıyor. Aktif mobil internet kullanıcısı 1.86 milyar insan var. 2.31 milyar aktif sosyal medya kullanıcısı hesabı var. 3.79 milyar olan aktif mobil hat kullanıcısının da 1.97 milyarı sosyal medya hesaplarını mobil olarak kullanıyorlar.

Ülkemize baktığımızda ise 80 milyon vatandaşımızın, 46.3 milyonu aktif internet kullanıcısı olarak karşımıza çıkıyor. 40.5 milyon ülke insanımızın aktif mobil internet kullanıcısı olduğunu görüyoruz. Aktif sosyal medya hesabı olan 42 milyon insanımız var. 71 milyon mobil hat kullanıcımızın 36 milyonu mobil hat üzerinde sosyal medya hesaplarını aktif bir şekilde takip ediyor.

Dünyada ve Türkiye’de 2015 Ocak ayından 2016 Ocak ayına kadarki bazı araştırma sonuçları ise şu şekilde; bir yıl içerisinde dünyada aktif internet kullanıcısı %10, aktif sosyal medya hesabı %10 ve aktif mobil sosyal medya hesabı %17 arttı. Buna karşılık Türkiye’de; aktif internet kullanıcısı %10, aktif sosyal medya hesabı %5 ve aktif mobil sosyal medya hesabı %13 arttı. Ülkemizde, tablet, laptop yada pc’den günlük ortalama 4 saat 14 dakika, mobil telefondan 2 saat 35 dakika internet kullanılıyor. Herhangi bir cihazdan günlük ortalama 2 saat 32 dakika sosyal medya kullanılıyor. İnternet kullanıcıları günlük ortalama 2 saat 18 dakika televizyon seyrediyor.

Web trafiğindeki paylara baktığımızda ise, laptop veya pc’den internete bağlanma oranı dünyada %56 iken ülkemizde %51. Mobil telefondan internete bağlanma oranı dünyada %39 iken ülkemizde %46. Tabletten internete bağlanma oranı dünyada %5 iken ülkemizde %4. Son olarak dünya genelinde bazı başlıca sosyal medya hesaplarının aylık aktif kullanıcı sayılarına baktığımızda ise tablo şu şekilde karşımıza çıkıyor; facebook 1.59 milyar, whatsapp 900 milyon, instagram 400 milyon, twitter 320 milyon ve snappchat 200 milyon kullanıcıya sahip.

Dünyada aktif olarak sosyal medya kullananların sayısını dikkate alacak olursak 2 milyarın üzerinde bir kitle ile aynı platformu paylaştığımızı söyleyebiliriz. Geleneksel medya dönemlerinin aksine fırsat eşitliğinin olduğu, sıfır maliyetle herkesin içerik üretebileceği, veriye hızlı ve kolay bir şekilde ulaşma imkanı sağlayan bir mecra ile karşı karşıyayız. Artık, Seth Godin’in dediği gibi, yayılan fikirlerin kazandığı, az olanın değil, çok olanın değerli olduğu bir dönemdeyiz. Paylaşımları daha çok iletilen, beğenilen, yani daha çok etkileşimde bulunulanın ve daha fazla takipçisi olanın değerli olduğu bir dünya.

Artık sosyal medyanın ana akım medyanın gündemine girdiğini görüyoruz. Daha doğrusu, ana akım medya sosyal medyayı bir haber kaynağı olarak kullanıyor. Facebookta canlı yayın yapabiliyorsunuz, youtube adeta bir okul halini aldı, sorduğunuz her sorunun bir video olarak cevabı var, instagram e-ticaretin ana üslerinden biri haline geldi, twitter gündemine değinilmeyen bir ana haber bülteni kalmadı, Google veriye ulaşımı hızlandırdı ve kolaylaştırdı. Aslında sosyal medya ile halkla ilişkiler, medya ve pazarlama başta olmak üzere hayatımızın seyri ve kuralları değişti.

Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden Microsoft, dünyanın en büyük profesyonel iletişim ağı olan linkedini 26.2 milyar dolar karşılığında satın aldı. Mesela Tüpraşın 1.3 milyar dolara satıldığını düşünerek sosyal medya dünyasının finansal boyutları hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

Artık hiçbir şeyin gizli kalmadığı, tüm verilerin depolandığı, kişisel bilgilerin profil analizleri ile birlikte dosyalandığı, bir hashtag çalışması ile kısa zamanda milyonlarca kişinin herhangi bir konu hakkında ne düşündüğünün bilgisinin sağlandığı, arama motorlarına yazılanlar sayesinde insanların eğilimlerinin tespit edildiği, kullanıcıların neleri ve kimleri takip ettiği, sosyal medya etkileşimlerine kadar kayıt altına alındığı ve en tehlikelisi de tüm bu verilerin batı kaynaklarında toplanıp, ülkemiz ve islam alemi aleyhine çalışan her türlü kurum ve kuruluşla paylaşıldığı bir sosyal medya dünyasını konuşuyoruz. Yani, sosyal medya ile istihbarat çalışmalarının da şekli değişti.

Netice itibariyle asıl ders almamız gereken konu şudur, millet olarak son 300 yıldır, bilim, sanayi, kültür, sanat, teknoloji ve medya alanlarında yaşanan devrimleri sadece izliyoruz. Bu böyle gitmemeli, bu düzen muhakkak değişmelidir. Müslümanlar olarak tekrar tarihteki şanlı yerimizi almalı, bilgi ve teknolojiyi sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir millet olarak bütün insanlığın hizmetine faydalı olacak şekilde sunmalıyız.

Bugün yaşadığımız sosyal medya devrimi, sosyal medya dünyası ve kullanım süreçleri batının eline bırakılamayacak kadar önemlidir.

Author: Fatih Yılmaz

Medya - Siyasal İletişim

Leave a comment